Pythagorasçıların döneminde, felsefenin mahiyeti tamamen değişecektir. Felsefe artık evrenin ana maddesi felsefesinden çıkarak, bir yaşama biçimi halini alacaktır. Amacı insanlara bilgi vermek değil, onları kurtarmak olacaktır. Felsefe cemaatler / tarikatler halinde örgütlenip, insanları suçlarından / günahlarından arındırmaya çalışacaktır. Bu cemaatlere katılan insanlara, yaşamayla ilgili kurallar koyacaktır. Bu bakımdan amaç ve örgütlenme açısından kültlerle neredeyse aynıdırlar.

Ancak Pythagorasçılık aynı zamanda bilimsel ve felsefi görüşlere de sahip olduğundan, kültler tarihi içinde değil de felsefe tarihi içinde ele alınır. Bu yeni felsefe anlayışı Sokrates, Platon ve İslam Dünyası’nda da varlığını sürdürecektir.

İki Pythagorasçılık Dönemi

Pythagoras tarafından Kroton’a kurulan ilk dönem: MÖ 530 – 350 arası (Platon’un ölümü)

Yeni Pythagorasçılar Dönemi:  MS 1yy. – 4yy.

Pythagoras

Pythagoras’ın MÖ 590-570 yılları arasında Samos (Sisam) Adası’nda doğduğu tahmin edilmektedir. Adanın tiranı ile geçinemeyip adayı terkettiği ve Kroton’a yerleştiği, orada kendi adını taşıyan bir tarikat kurduğu bildirilmiştir. Ancak Pythagorasçıların tanrısı bir Anadolu tanrısı olan Apollon’dur. Diğer tarikatların aksine kadınları da üye olarak kabul etmektedirler. Bu tarikat bir yandan da siyasi bir yapıya da dönüşmüştür. Pek çok kaynak yönetimi ele geçirmeye çalıştığını gösterir.

Üç Tip İnsan

Pythagoras insanları tıpkı olimpiyat oyunlarında olduğu gibi üçe ayırır. En düşük seviye oyunlara alışveriş amacıyla gelenlerdir. Oyunlardan maddi bir çıkar sağlamak isterler. Ortadakiler yarışmak için katılan sporculardır. En üsttekiler yarışmayı yalnızca seyretmeye gelenlerdir.

Burada önemli olan seyretme eylemini nasıl anlamamız gerektiğidir. Bu üç tipin karşılığı aşağıdaki gibi düşünülebilir.

1) Maddiyat peşinde koşanlar
2) Şan, şöhret peşinde koşanlar
3) Bilgi peşinde koşanlar

Seyirciler en üsttedir. Oturup neler olduğunu kavramaya çalışırlar. 

Pythagoraçılık Yayılıyor

Pythagorasçılığın başka şubeler de açtığı ve nüfuzunu genişlettiği tahmin edilmektedir. Ancak bu durum bir yandan büyük tepkilere de neden olmuştur. Bu tepkilerin ayaklanmaya dönüştüğü ve Kroton’daki okulun yerle bir edildiği bilinmektedir. Rivayetlere göre bu ayaklanma sırasında, Pythagoras da dahil neredeyse bütün mensuplar ölmüştür. Ancak en çok kabul gören görüş, Metapontum’a kaçtığı ve orada vefat ettiğidir. Pythagorasçılar da Yunanistan’a göç edip, görüşlerini orada yaşatmışlardır.

Bunu Üstad Söyledi

Zaman içinde kazanılan bütün bilgileri, yapılan bütün buluşları, tarikat mensupları Pythagoras’a mal ederlerdi.

Matematikçiler – Akuzmatikler

Akuzmatikler, Pythagorasçılar içinde geniş bir gruptur. Bu grup sadece Pythagorasçı yaşam kurallarına uymakla yükümlüdürler.

Matematikçiler ise daha dar ama öğretilere daha vakıf bir gruptu. Matematikçiler aynı zamanda politik olarak da karar vericiydiler.

Pythagorasçılardan bir isim özellikle öne çıkmaktadır: MÖ 5yy.’ın ikinci yarısında devlet adamlığı ve askerlik vasfı da olan Arkhytas. Platon’un filozof kral olarak idealleştirdiği hükümdarda gözönünde tuttuğu kişinin Arkhytas olduğu düşünülmektedir.

Ruh ve Beden Ayrıdır

Pythagorasçılar ruhun insandan insana ya da hayvana geçebildiğine yani ruh göçüne inanmışlardır (bir nevi reenkarnasyon). Öyleyse öncelikle, ruh bedenden ayrı bir varlıktır.

Bunun bir adım ötesi ise ruhun insanın gerçek özü olduğudur. Beden ile ilişkisi asıl özü bozmaktadır. Beden veya madde, ruhun özgürlüğü açısından kötülüktür.

Platon bu görüşün sadık bir takipçisidir. “Beden ruh için zindandır.” der.

Buradan iki sonuç çıkar:

Beden ve ruh birbirinden tamamen ayrı iki tözdür. → Descartes

Ruh asıl gerçekliktir. Bedenin herhangi bir gerçekliği yoktur. → Platon

Pythagorasçılar bütün Doğu ve Batı felsefelerinde ruh-beden dualizmi geleneğini başlatmış olmaktadırlar.

Töz, değişen yüklemlere desteklik eden değişmez gerçeklik; kendi kendisiyle, kendi kendisinde var olan. Öznede değil, kendinde var olan. Bağımsızca kendi içinde var olan.

Yasaklar

Baklagil yemek,

Yere düşen bir şeyi kaldırmak,

Beyaz horoza dokunmak,

Et yemek…

Bu yasakların sebepleri hala tam anlaşılamamıştır (et yememek hariç). Bunlar basitçe eski adetlerin devamı olabilir.

Ruh Göçü Çarkından Çıkmak

Ruh göçü döngüsü Hint Altkıtası’nda yaygın bir inanıştır. İnsanın özü ruhtur ve mutluluk ruhta aranır. Bu dünyada işlemiş olduğu kötülüklerin veya iyiliklerin sonucu ruh, daha aşağı ya da yukarı bedenlere göç eder. Sürekli bir yeniden doğuş çarkına dahil olur.

Ancak insan eğer çok erdemli bir hayat sürerse, bu döngüden kurtulabilir, tanrısal alana geri dönebilir. Bu felsefede amaçtır.

Aritmetik ve Geometri

Pythagorasçılar aritmetiğin müzik biliminin (armoni) ve ses kuramının (akustik) yatarıcıları olarak bilinirler.

Pisagor teoreminin daha önce de bilindiği tahmin edilmektedir ancak Pythagoras onu tüm durumlar için ispat ettiği anlaşılmaktadır.

Müzik Ruhun Gıdasıdır

Pythagorasçılar, beden sağlığı için tıbbı kullandıkları gibi, ruhun sağlığı için de müziği kullanmışlardır. Müziğe olan tutumları onları aritmetiğe götürmüştür.

Telli çalgılarda telin uzunluğu ile sesin pesliği ve tizliği arasında bir ilişki olduğunu görmüşlerdir.

Daha sonra tek bir tel üzerinde deneyler yaparak, notalara karşılık gelen uzunlukları belirlemiştir. Böylelikle daha önce müzisyenin hassas kulağıyla pratik olarak farkına vardığı ses aralıklarını, matematiksel olarak ifade etmiştir.

Evren’in İlkesi Sayıdır

Birçok karmaşık problemin sayılarla ifade edilebilir olması gerçekten çok büyük bir buluştur. Buradan sayının arkhe olduğu görüşüne ulaşırlar. Anaksimenes’te görmüş olduğumuz niteliksel farklılıkların niceliksel olarak ifade edilebilmesi kaidesinin en güzel örnekleridir bunlar.

Pythagorasçıların sayıları bizim şu anda kullandığımız sayılar gibi soyut değildir. Öncelikle sıfır diye bir sayı bilmezler. Varolmayan bir şeyin sayısı olması fikri onların aklına yatkın değildir.

Ayrıca sayıları 1, 2, 3 gibi sembollerle de göstermezler. Zarlardaki gibi noktalarla göstererek onları geometrik bir düzene sokarlar. Bazı Pythagorasçılar sayılarla şeyler arasında benzerlikler kurar.

Evlilik = 3

Adalet = 4 veya 9

10 sayısı kutsaldır: 10=1+2+3+4

İrrasyonel Sayılar

Her şeyin sayılarla ifade edilebilmesi görüşü bizzat Pisagor Teoremi ile tehlikeye düşer. 1-1 üçgeninin hipotenüsü irrasyonel bir sayıdır. Bunu bir sır olarak saklamak isterler. Rivayete göre bu sırrı saklamayan Hippasos, boğdurularak öldürülmüştür.

Kozmolojileri

Pythagoraçıların evren anlayışı da karşıtlığa dayanır. Sonsuz olana bir şey ekilir, yani sınırlandırılır. (Bu sonsuz olan Anaksimenes’te gördüğümüz gibi nefes / hava olabilir.)

Sınırsız dişinin, sınırlı erkekle birleşmesi gibi kosmosa tohum ekilir. Bu tohum etrafındaki sınırsızlığa bir sınır ve geometrik bir şekil kazandırmıştır.

Diğer yandan, Pisagorcular gökyüzünden mutlak bir ahenk olduğunu öne sürerler. 9 tane gök cismi gözlemişlerdir ancak bu sayının 10 olması gerektiğini düşündüklerinden Karşı Yer’i icat edip 10’a tamamlamışlardır.

Ay ve gezegenlerin uzaklıklarını hesaplamışlardır.

Pythagorasçılık Orjinaldir

Milet Okulu’ndan sonra ahlaki ve dinsel sonucu olan bir felsefe yapmışlardır. Tarikat ve militan bir siyasi partidirler. Pythagoras ile birlikte felsefe bir kurtuluş öğretisi haline gelmiştir. Platon bu görüşü devam ettirir. Platon’un sayıları idea olarak görmesi ve filozof kral kavramını ortaya atması da Pythagorasçılardan etkilenerek olmuştur. En değerli insan grubu seyretmeyi sadece bilmek için yapmaktadırlar.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here